18 Nisan 2010 Pazar

Nesine Yar Nesine..

Yine Yine Yeniden….

 

Uzun bir süredir yazmaya üşendiğim, belki de bilerek yazmak istemediğim bloğuma sonunda giriş yaptım.

Hani bazen insanın anlatacak çok şeyi olur ama hiçbirini de anlatmaması gerekir ya tam bu durumdayım. Kendim ve sırlarımla yaşıyorum hayatımı şu anda.. Ne “ne yaptığım” konusunda bir fikrim var ne de “bundan sonra” olacaklardan..

Sadece akıp gidiyor hayat… Engelsiz…Umursamaz ve acımasız bir şekilde.. Zaman geçtikçe azalan şeylerin yanında artan duygusal bunalımlar, benden ders çıkar demekte olan hatalar..

Sürekli gözünün önünden gitmeyen hayat dersleri ve örnekler olduğu halde işine gelmediği için bir türlü kabul edilemeyen hatalar.. Nedense hiçbirinden de ders çıkarılmıyor aksine hatada ısrar ediliyor.

Her zaman denmiştir ya “yasak hep caziptir”

Neyse uzun süredir yazmadığım çok şey vardı ama Livaneli’nin “Nesine Yar Nesine” parçasını gecenin bu saatinde dinlemenin zararlı birşey olduğunu yeniden anladım.

Yatar gül harmanı gibi
Canımın dermanı gibi
Her yanında çiçek açmış
Binboğa Ormanı gibi

Nesine Yar Nesine
Ölürüm ben Sesine
Bir daha vursa idi
Nefesim nefesine

Canım sese mi geldin
Kadem basa mı geldin
Sağ olsam gelmez idin,
Öldüm yasa mı geldin

Nesine Yar Nesine
Ölürüm ben Sesine
Bir daha vursa idi
Nefesim nefesine

Saçın Yüzüme perde
Yüreğim düştü derde
Ayak üstü duramam
Seni gördüğüm yerde

Nesine Yar Nesine
Ölürüm ben Sesine
Bir daha vursa idi
Nefesim nefesine

Şimdilik bu kadar… Özüne dönen adamım yaşadığı hayattan hala birşeyler bekleyenlerin olduğunu öğrenmenin dayanılmaz hafifliği ile deniz kenarında simit bekleyen martının bakışıyla bakıyorum hayata..

Eminim ki bundan sonra herşey çok daha değişik ve anlaşılmaz olacak..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder